Antik Dönem

Tunçbilek’te en eski arkeolojik buluntular Kalkolitik Döneme aittir. 1977 yılında Tunçbilek Garp Linyitleri İşletmesi Linyit üretim sahası içerisinde yer alan Boyalık ve Gevence mevkiilerinde kömür çıkartılması sırasında bulunan Kalkolitik Dönem kap buluntularının M.Ö. 4000-3000 yıllarına ait olduğu tespit edilmiştir. Bu buluntular; elde imal edilmiş, çizgileri basit bezemeli ve siyah renkli keramikler olup günümüzde Kütahya müzesinde sergilenmektedir.

 

G.L.İ sahasında yer alan ”1 numara” denilen yazıhanelerin bulunduğu alanda,sosyal tesislerin olduğu yerde, Aşağıdere mevkiisinde Bizans dönemine ait sütunlar, araç gereçler ve kalıntılar çıkmıştır.Yine G.L.İ’nin benzinliğinin olduğu yerde Bizans dönemine ait bir mezarlık(höyük) bulunmaktadır.
 

Tarih içersinde Tunçbilek ve çevresi Frigya sınırları içersinde yer almaktadır. Tavşanlı - Merkezyeniköy yolu üzerine Sorkun Boğazında Frig dönemine ait (M.Ö 1200-676) kayalara oyulmuş anıt mezar bulunmaktadır.

 

Tunçbilek yakınlarında bulunan Beyköy’deki Manastır Tepede ve Derbent köyü yakınlarında da antik dönem kalıntılarına rastlanmıştır.

Tunçbilek ve çevresindeki köyleri kapsayan geniş bir sahada Roma ve Bizans dönemi kalıntılarına rastlanmaktadır. Örneğin; Kızılçukur köyü’nün  Gencer yaylası sahası içersinde ve Kızılçukur - Eşen sınırları Eşen Dedesi civarında iki farklı höyük bulunmaktadır. Bu höyükleri çevreleyen alandan mezarlar çıkmıştır.

 

Tunçbilek merkez mahallesi Küçükilet  yakınlarındaki Arıkaltı mevkiinde Roma-Bizans dönemi kalıntılarına rastlanmıştır. Küçükilet yakınlarındaki Arıkaltı denilen mevkiden Roma-Bizans dönemine ait tapınak kalıntıları, şarap ve erzak küpleri çıkmıştır.

Yöredeki diğer Roma - Bizans yerleşim yerleri; Demirbilek (Büyük İlet) köyü yakınlarında “İlkilik”, Kayaarası köyü yol kenarı, Ömerler köyü altı, Derbent köyü ile Demirbilek köyü arasında “Ören Yeri” ve Yörgüç köyü yakınlarındaki “Elmalık” mevkileridir.

 

İlkilik adı, yöreye ilk gelen yörükler tarafından “daha evvel yerleşilen yer, ilk yerleşim, Bizans yerleşimi”manasında verilmiştir. Burada yerleşim birimi ve tapınak olduğu çıkan kalıntılardan anlaşılmaktadır. İlkilik denilen yerden çıkan bu tapınak sütunları, Demirbilek köyü camii önünde durmaktadır. Camii önünde duran sütunların bir kısmı da Domaniç’e bağlı Karamanlar köyü yakınlarındaki tapınaktan getirilmiştir.
 

Güraağaç köyü yakınlarındaki Asartepe-Hisar Tepe, vaktiyle gözetleme kulesi olduğu ve burada Bizans dönemi eserleri olduğunu köylüler ifade etmişlerdir.Günümüzde, sözü edilen bu kalıntıların tamamı tahrip edilmiştir.

 

Ömerler Köyü’nün alt tarafında mezarlık yakınlarından Roma - Bizans dönemine ait erzak (veya şarap) küpleri çıkmıştır. Çıkan bu küpler Ömerler köyü ilkokulunun bahçesine konmuştur. Burada iki büyük küp bulunmaktadır. Küplerin birinde şekilli damgalar bulunmaktadır.

Kayaarası Köyü yakınlarında Roma - Bizans dönemi kaldırım yolu kalıntılarına ve yol kenarında mezar stellerine rastlanmıştır. Yakın zamana kadar kaldırım yolun kalıntıları durmuşsa da üzerinden asfalt geçince kaybolmuştur.  

Yörgüç köyü yakınlarında “Elmalık “ denilen mevkiden üzerinde grekçe yazılar bulunan tapınak kalıntıları çıkmıştır. Çıkan bu kalıntılar “Kocakır” denilen alanda bulunan çeşme yapısına konmuştur. Çeşmede bulunan mermer yapı üzerindeki grekçe yazıların bir kısmı tahrip olmuştur.

 

Hamitabat ile Muhacirler köyü arazisi sınırında, Kocasu nehrinin kenarında yer alan, “Gicik Hamamı” veya “Uyuz Hamamı” olarak bilinen ılıcayı Roma - Bizans dönemi eserleri arasında sayabiliriz.
 

Burada horasandan yapılma hamam duvarlarının kalıntıları ve mermer üzerine oyulmuş su yolu ve hamam odaları bulunmaktadır. Vaktiyle burada 7 adet küçük havuz bulunmaktaydı. Zamanla Kocasu nehrinden gelen sel suları bu yapıları tahrip etmiştir. Ilıcanın suyu, kükürt kokulu ve kireç renginde olup bembeyazdır. Bu şifalı su, ılık olup uyuz hastalığına, çıbanlara, yaralara, deri hastalıklarına ve hayvanların şap hastalığına iyi gelmektedir. Bu ılıcaya gerek Hamitabat mahallesinden gerekse Muhacirler köyünden toprak yol ile ulaşmak mümkündür. Bu tarihi hamamın turizme kazandırılması gerekmektedir. 

 

Yörede yoğun olarak Roma - Bizans yerleşim yerleri ve tapınak kalıntıları bulunmaktadır. Fakat son zamanlarda bu kalıntılar büyük bir tahribata uğramıştır.